Friday, January 30, 2009

Thursday, January 29, 2009

sedir ltd.

bugun uzun zamandir bir turlu firsatini bulup gidemedigim yeni bir dukkana ugradim is cikisi moda'da. arkadasim cessi ve omer'in once stewo urunleri ile basladigi bu iste, atomic soda gibi fransa'da gorup bayildigim robotlarin sahibi markayi da bunyelerine katmalari sonucu, alip yurudugune bizzat sahit oldum bu aksam. simdi benim gibi bir insanin gidip de pecete ya da hediyelik ambalaj almasini beklemiyoruz degil mi? yani tamam onlar da guzel tabi de canta varken gozum baska bir sey gormedi. sonucta en guzelinden bir adet mavi canta kaptim kendime. hem de oyle shopping bag tipli degil, baya bildigin ici fermuarli sapi kalin, ustu parlak derimsi. fiyati da 35 ytl, gayet uygun bence. 'i understand i just don't care' cantamla kiyaslarsak. cessi satilabilecek marka onermemi istedi bu arada, ben de david&goliath dedim, bakalim. neyse yeni cantami yarin kullanmak uzere kafamda cizme - corap - kombinasyonunu oturttum bile hemen, yasasin! magazayi gidip gormek isteyenler icin en kolay tarifi de vereyim. moda migros - tek bufe arasindaki sokaktan girip oyun atolyesi'ni gecince hemen solda, kadife sokak sapagina gelmeden. 

kadife sokak demisken, cikista tabi ki agapia garden'a gittik ve yolda uzun zamandir gormedigim bir kimseyle karsilastim. ilginctir, sacindan tutup kafasini duvarlara gecirip patlatma istegi duymadim. aksine neredeyse kendisini durdurup 'demet nasil?' diye soracak kadar sevgi doluydum. ne garip, her sey geciyor iste..

Wednesday, January 28, 2009

benim

aklima gelen, basima gelir.

Monday, January 26, 2009

bir takim muzikler..

ya uzgunum ama gercekten herkes muzik yapmamali. bir suredir neredeyse 10 gundur is icabi degisik muziklere maruz kaliyorum. biliyorum, isim muzik dinlemek. sonucta bundan para kazaniyorum falan ama gercekten bazilarina tahammulum yok. benden uzak olsun. 

bugun groupielik yaptigi muzisyenler icin, sahilde en yakin arkadasini oynatip klip cekmeyi cok seven, cakma bir yonetmenin yaptiklarini andiran bir 'sey' gordum. yani sozleri, muzigi geciyorum iste rap hip hop falan sevdigimiz seyler degil. tabi yine kimi coskulu ortamlarda calinca tiksinmiyorum ama klipte bir de tanidik yuz gorunce artik resmen midem bulandi.

bu goruntulerden sonra cumalari bizde calma sanslarinin kayboldugunu soyleyebilirim. gerekirse ben cikar oynarim, eminim sacma sapan insanlar dolusmaz.

Wednesday, January 21, 2009

alamanciyiz ezelden..

Fotografta gorulen iki tipin islettigi mahalle barimizda yeniden bir oturusta iki litre berliner weisse icebilmek, sanki Istanbul'da hic taki, toka, atki, bere, canta, cuzdan vs satan yer yokmuscasina Friedrichstrasse istasyonundaki six'in indirimini talan edebilmek, o sahaneler sahanesi komikci dukkaninda gozum kararmasin diye girmedigim odaya bakinmak, sozlukte gunun basliklarinda birilerinin benimle dalga gectigini dusunmeme neden olacak kadar cok karsima cikan 'brezilyali portekizcesi', 'brezilya'da bik bik', 'brezilyalilarin bilmemnesi' falan tadinda basliklar hakkinda daha cok fikir sahibi olabilmek, bugun aldigim etegin uzerine giyecek bir seyler bulabilmek gibi acil ihtiyaclarimdan dolayi geri donmek istiyorum ben. hemen ama lutfen, lutfen, lutfen.. : (

Sunday, January 18, 2009

bir hafta sonu olmazsa olmazi..

bu aralar dogum gunu pastasi yemeden hafta sonum gecmez oldu. dun de yine bir suredir gormedigim insanlari gormeme vesile olan bir ortamda pasta kesildi mumlar uflendi. sanilanin/beklenenin aksine henuz bir teklif gelmedi. kamuoyuna bu haber o kadar cok yayilmis olmali ki, hediyenin ardindan herkes cogul konusarak tebrik etmek uzere hamle yapinca bir de basin aciklamasi yapmalari gerekti, simdi degil diye. bunun disinda her sey gayet yerli yerinde ve guzeldi. onca insanin yil icinde gorusulmese bile hic sektirmeden her sene gelebilmesini saglamak bence buyuk bir basari. katilim her yil giderek artiyor, artsin da zaten..

ben dun duydugum bir kac cumleye tepki vermeyisimden ya da aciklama yapmaya tesebbus bile etmeyisimden anladim ki su son tatil ve bir kac aydir gelisen olaylar nedeni ile super sakin bir insana donusmusum. bunda hem bu sekilde devam edersem ilerde nasil biri olacagimi gormemin etkisi buyuk hem de artik insanlari, ablamin gelistirdigi hintli formulu uzerinden, baska bir millettenmis gibi degerlendirmeye baslamamin. hakkaten bir dolu almanci ile birlikte bir saat rotar yapmis ucagi beklerken, nurofen cold'un etkisi ile carpintidan olecegimi sandigim dakikalarda, aslinda isvec'ten istanbul'a stuttgart uzerinden geliyormusuz gibi dusunmenin ne kadar etkili oldugunu hatirliyorum da simdi, en azindan bu taktik ile bana laf atan insanlarin araba camlarini yumruklamaya falan kalkmiyorum artik. ipsu sozum sana, beyhude bir caba!

Saturday, January 10, 2009

dizsiz hayat

buraya iki gundur shaman'in acilisi ile ilgili yazdiklarimi ve fotograflari koymaya calistim ama bes koldan falan beceremedik. herkes bir seyler denedi. en son kendi kendine yazdiklarim maviye donunce cok basarisiz hissedip sildim postu.

neyse eger publish edebilmis olsaydim ve sen de okuyabilmis olsaydin nasil diz kapaklarimdan oldugumu ogrenebilmis olacaktin. kismet degilmis. sonucta bugun corap bile giyemedim iki gundur dogru duzgun yuruyemiyor ve oturamiyorum. neyse aciyan dizim olsun, insanlar bir yerlerde omurgalarini falan duzlestiriyor yani. sukretmek lazim. 

sonucta bugun yuruyemez halde once viktor levi'ye ardindan da karga'ya gittim. gecenlerde gittigimizde epey sevmemistim ama bu sefer olmustu. bir daha isteyerek gidebilirim. yine de bazen karga'nin tek katli oldugu gunleri ozluyorum. hatta yeri gelmisken gamze ve didemli gunleri de arada nadiren de olsa ozledigimi itiraf edebilirim sanirim. neyse iste ocak ayi bereketli masallah iki gunde bir bir dogum gunune gidiyorum. fena da olmuyor, misal bugunku ortam gayet az ve ozdu. haftaya yeni bir dogum gunu etkinliginde bulusmak uzere, iyi uykular sevgili okuyucularim..

Thursday, January 8, 2009

alisveris candir.

bugun bir arkadasima berlin'de bir tane bile kiyafet&ayakkabi satan magazaya girmedigimi anlatirken hakkaten garip hissettim. neyse tabi ki alisveris yapmadan donmedim ama neler almisim diye dusundugumde aklima ilk olarak ne alamadigim geldi.

tam alternative berlin tour ekibi ile bulusmaya giderken united loneliness diye bir dukkan gordum. super acelem oldugu icin icine giremedim ve donuse biraktim. donuste de gustavo sagolsun evime alacagim tablölardan ettigi icin beni, alamadan dondum. fakat daha da ilginci tuna otele donmeye calisirken ayni gun icinde, kaybolmus ve oraya girmis yanlislikla. iki tane almis kendisine, epey de guzellerdi. usenmedim aradim buldum websitelerini. buyrunuz buradan yakiniz.

peki bu tablölardan alabilseydim ne alamayacaktim. muhtemelen suradan almis oldugum super sahane kitaplar ve ajandam yalan olacakti. graphic fiction vol.1 ve vol.2 olmak uzere iki tane eser aldim. bir de 2009 ajandasi ama hala kullanmaya kiyamadim resmen kendisini. bu dukkan da tam uner'in calistigi barin yanindaydi. icinde kendimi kaybetmekten zor kurtuldum bir suru rafa bakmadim bile. hemen alip ciktim, kitaplarla mumkun oldugu kadar az goz temasi kurarak. neyse elimde o kitaplar gece bir de bar bar gezdik ya, o kadar da tembih etmisti kizlar bak deniz sakin ikinci bir alice faciasi yasama diye. paris'te elimde danalar danasi bir alice uyarlamasi ile dolanmak durumunda kalmistim.

o gun de cok sahane bir dukkan kesfetmistik yalniz hemen onun da linkini vereyim. pylones, burada da boyle ivir zivir ne varsa almak istemistim. hatta kendime bir seyler aldiktan sonra brugges ve strasbourg'da bunlardan satan iki dukkana rastlayip insanlara da bir seyler aldim. yine olsun yine alirim, istanbul'da bir yerde de satiliyormus aslinda galiba. bakmak lazim.

son olarak bir de eskilerden sevdigim bir dukkani gectigimiz yil yeniden ziyaret etme sansi buldum. burasi da evdeki dis macunu seklindeki tuzluk biberligi, ex-boyfriend yazan voodoo bebegini, asci kostumunden yapilmis sarap sogutucuyu ve daha bir suru ivir ziviri aldigim yer. bu sefer ilk gittigimizde kapaliydi ve vitrininden 'onu da alalim, bunu da alalim, yarin gelelim dukkani kaldiralim' diye gaza gelmistik. ama tabi ki acik oldugunda gittigimizde hic bir sey bulamadik. 'e o kadar leidseplein'a yuruduk bunun icin bi tur daha atalim' deyip bir iki sey almistik. gecenlerde sozluge reklam veren bir online alisveris sitesi vardi unuttum simdi adini, burada ne varsa satiyordu onlar da. fiyatlar da hemen hemen ayniydi ama o kadar kotu bir tasarimi vardi ki sitenin inceleyememistim.

bir de gecen gun ablamdan ogrendigime gore esse raclette izgarasi satmaya baslamis. yani gercekten taa nerelerden onu tasidigim gunu dusunuyorum da, hatirlamak istemiyorum sanirim.

Wednesday, January 7, 2009

ya ben var ya..

hicbir sey demiyorum. o kadar sinirliyim ki gozumden yaslar fiskiriyor resmen. ben bu kadar kotu ve kindar bir insan miyim da biriniz cikip 'deniz bak boyle boyle bir durum var hani su anda bazi seyleri duzeltmek icin dogru zaman olabilir' demiyorsunuz? bir tane iyi niyetli olsa icinizde benim butun sulalemin iletisim bilgileri var, kardesimle bilmemne benim disimda da arkadastiniz guya insan bi haber vermez mi ya? biktim insanlarin cocukluklarindan ve surekli alttan almaktan.

Tuesday, January 6, 2009

aslinda..

tatil donusu ofise geldigimde masamin uzerinde buldugum 'nese hanim' yazan paket gunumu senlendirdi resmen. sanirim artik kalpli ve pembe seylere karsi o kadar da midem bulanmiyor.

Sunday, January 4, 2009

arrrda arrrrda arrrrda

evet gittik gorduk berlin'i. hakkaten paris'te falan gordugumuz soguk hic bir seymis. boyle bir issiz adam havasinda karda donma olsun, cok usumekten konusamamak olsun, soguktan gozlerin kararmasi olsun hepsini yasadik. hatta tuna iki kere buzda kaydi dustu falan. allahtan kimse kirmadi bir yerini bu sefer. neyse su miguel'in paris icin soyledigi new europe'culari buldum. hakkaten sahane insanlarmis, ekibe de katilanlara da bayildim resmen. epey kulagi cinladi miguel'in de ha tabi sonra pabucu dama atildi o ayri. fotografta gormus oldugunuz ayaklar linus'a ait. kendisi isvecli  ama o da iste donmamak icin ziplamak durumunda falan kaldi. onun icin bile soguktu ki brezilya'lilar mesela olecekti hic alisik olmadiklarindan. simdi super yorgun oldugum icin secemedim buraya koyacak fotograf sansina rastgele bu cikti. sanirim bu seyahatimin en ilginc anisi, gecenin birinde besinci bara dogru giderken, warschauer strasse cikisindaki ust gecitte allahin almanlarinin arrrda arrdda diye arda turan icin tezahurat yapmasi. ayrica ayni italyan-alman kirmasinin 'bir doner istiyorum' isminde bir sarki yazmasi nedir peki? bir de o frankfurtlu trio'dan biri istanbul'dan geldigimizi ogrenince ezbere tarkan yakalarsam muc muc soyledi. ha bir de tabi gustavo falan epey ilgincti, portekizce de ogrenmis oldum. hatta anliyorum ama konusamiyorum diyeyim de gunun anlam ve onemine uysun.