Tuesday, October 27, 2009

shame on me

nasil ki tasinali dort ay olmasina ragmen karsidan karsiya gecip sahilde sabah kosusu yapmaya iki gun once basladiysam, telefonuma facebook application'i kurmam da on ayimi aldi. insanlarin facebook'tur cep telefonudur bilmedigi bir dunyada yasama arzumdan sanirim herhangi bir uzuntum olmadi bu konuda ama guzel havayi kacirip korkunc ruzgar esliginde kosmak hos olmadi. neyse ki imdadima yarin sabah tchibo yetisiyor. yasasin fonksiyonel bant.

Monday, October 19, 2009

bildigin uzulmek

uzun zamandir kimseler icin, bir daha ne zaman gorebilecegimi bilememekten oturu bu kadar uzulmemistim. umarim tursudan yapilan vampir dislerini, parmaklara cizilen biyiklari, son olarak hediye edilen saw kagitlarini, bubirnaneminaneminaneminaneminanemi'ye verdigim sokak yikan tepkilerimi, futbolcu olacagim gercegini ogrendigim anlari, cay bahcesinde altin gunu planina verdikleri cevabi, her gun 'hero of the day' olmayi basarabileni, bana en cok benzeyeni, dergiden yirtilmis sayfayi, pantone katalogu fikrini, ikiz problemini, ah yanar doner a acayipsin'i, dunia'daki muzikleri, karga'daki son ickileri, lokal'den donus yolunu, mono'daki klipleri, gizli bahce'deki konusmalari, sadece bizim icin duzenlenmis partiyi, kahvalti sofralarini, hadise kliplerini, evdeki cay&kahve&alkol seanslari, hep gulmeyi, cok eglenmeyi, cok konusmayi/konusamamayi hep hatirlamak istiyorum. tum bunlar yuzunden, bir masa dolusu hediye ile birakilmis olmaya da sevinemiyorum.

Friday, October 16, 2009

ben bir kucuk sosisim ve vatanimi seviyorum.

hangi hasta beyin 7-12 yas arasi cocuklarin katildigi yaz kampinda yanlis bir sey yapan almanlara ceza olarak bu cumleyi turkce soyletir? ayrica ipsu sen yonca evcimik dansi meselesini acmasaydin, ben burak kut posterine sarildigin gunlerden bahsetmeyecektim hih!

Monday, October 12, 2009

feels good to be here

iki gun yuruyunce bacaklarimin kopmanin esigine gelmesi rahatsiz edici. sahilden cay bahcelerine uzanan sidikli merdiveni cikarken aylarin emegi, giden 4-5 kilonun nedeni spora inat, nefesimin kesilmesi de anlamsiz. ama gel gor ki hayatta, giderek mastercard reklamina donusmeye hazir bu yaziya ilham veren epey anlamli seyler de mevcut. carsidaki balikcilarda, manavlarda, hatta organik cay deneme dukkaninda bile gordugu renkler ve yiyecekler karsisinda saskina donmus, elde fotograf makinasi dolanan bir tiple birlikte cok yurumek, sabahlari lezzetli kahvalti sofralari hazirlamak ve kalkmak bilmemek, turk olmayan birini yaninda getirdigin icin rusvet olarak verilen cig kofteyi kadikoy'un orta yerinde kimseye aldirmadan mideye indirmek, cok yorulmak, az uyumak, yine de mutlu olmak. bunlar hep sevdigimiz seyler. bu saatten sonra sanirim kimse benim insan sevmedigimi iddia edemez, ben dahil.

Sunday, October 4, 2009

sinirden deliye donmeme neden olanlar

ortalama huzurlu ve mutlu hayatimda kilic ve kalkanimi kusanmama neden olan insanlari buradan sizinle paylasmaya baslamak istedim. giderek okunasi olmaktan uzaklasan bu blog da bari bir ise yarasin, mesaj versin insanlara.

- konunun populer olmasi nedeni ile listenin basina berkan'in kafasina ayakkabi teki firlatan x gazetesi editorunu koymak istiyorum. isim vermiyorum ki aratip gelen olmasin buraya. gorunce kahkahalar atan insanlarin aksine ben epey sinirlendim ve uzuldum.

- mis gibi yapanlardan hoslanmiyorum. sirf bunun ustune zamaninda bir derste bolum baskani ile epey konusuldugunu, hangisinin mis gibi yapmak hangisinin rol yapmak oldugu uzere tartistigimizi hatirliyorum. neyse, hicbir sey olamadiysam bile iyi veya kotu durdugu yeri bilen bir insan oldum hep, bundan da gurur duyuyorum gayet. herkesin aklina getirdigi ama bir turlu dile getiremedigi 'yazik degil mi sana, nasil izin verdiler buna?' sorusunu soracagim gunu de heyecanla bekliyorum.

- bana kafasinda canlandirdigi kadar deger vermedigi her bir davranisindan belli olan insanlarin, bunu inkar etmesinden hoslanmiyorum. durust olsak birbirimize daha kolay, guzel ve yasanilasi bir hayatimiz olmaz mi? sen sevdigin insanlarla sevdigin seyleri yaparak zaman gecirirsin, ben de bunun bilincine varir ve beklenti icerisine girmem degil mi?

- 95 dogumlu insanlarin bir cumartesi sabahi, bilgisayar oynamak, keman calmak, arkadaslari ile bulusmak veya ne bileyim ders calismak yerine, kendisinden 38 yas buyuk olan insanlara hesap sormaya veya sordurulmaya calismasindan, bu olaylara alet edilmesinden hic hoslanmadim.

- carsamba gunu ameliyat olmak icin hastaneye yatacak bir ese sahip olan, raporunu, mr'ini kim gorse 80 yasinda oldugunu sanan ama aslinda 52 yasinda olan ve halk arasindaki tabiri ile 'inmeli hasta' annemden, dun, bugun, yarin ya da herhangi bir gun varligini unutmak icin cabaladigimiz birinin yol actigi eylemlere karsi anlayis gostermesini bekleyen insanlardan hoslanmiyorum.

- benim uc bes sene once yasadigim hayati kopyalamak icin caba gosteren insanlara hem sinirleniyor hem de uzuluyorum. bak guzel kardesim ne o eski sevgilimden bir is cikar sana, ne de o hayatimdan cikardigim icin bugune kadar pismanlik duymadigim insanlardan arkadas olur. birak bu isleri, move on. hadi canim benim.

bu postun mesaj kaygili son post olmasini, bir daha 'aman ya ne ugrasicam' deyip gecebilecek kadar sakin olmayi, bunlari yazacak kadar sinirlenmemeyi tum kalbimle diliyorum. simdi siz de dileyin benim icin, hadi bakalim.