Saturday, August 29, 2009

Hello World

Blog'un sekli semali degisti. bir ara bakacagim, fontlar gozume batiyor. Gadget da kalmadi ama hiiiic ugrasasim yok. Zaten iki template sececegim diye o kadar soylendim ki resmen istemedim bakmayi. Icerige de el atasim var aslinda mayistan beri. Surekli bir oradan oraya nasil gidilir, bilmemne otelleri ya da orasi burasi arasi mesafe gibi keyword'ler ile gelen insanlari gorunce daha cok gezme/gorme post'u yazasim gelmisti. Uzun bir denemem de oldu aslinda ama bu aralar hevesim yok. Belki siradaki gezimden sonra tekrar yazasim gelir. Neyse, haydi bakalim...

Wednesday, August 26, 2009

hayat ne tuhaf sey, ne tuhaf hayat

Sadece kan tahlili yaptirmak icin gittigim yerde, hayatimda ilk kez gordugum bir doktorun kurmus oldugu ucuncu cumlenin 'olumlerle bas etmeyi ogrenmelisin, buna bir care bul ama' olmasi; benim ise konusmanin sonunda 'evet basta korkunc bir izlenim birakmis olabilirim ama o kadar da manyak degilimdir' diye durumu kurtarmaya calismam falan. cok ilginc bir sabahti. yarin daha da ilginc olacak diye korkuyorum.

Friday, August 21, 2009

i love you baby, oh please don't hate me

kimsenin ve hicbir seyin keyfimi kaciramayacagi uzaklikta oldugum(uz) icin cok mutluyum.
hazir tatilim de gelmisken, her an 6 kasim salamanca konserlerine bilet alabilirim. o derece.

Saturday, August 1, 2009

olan biten

- su aralar sahili daha cok seviyorum. toprak kokusuna ve yesilliklere alismak, barismak ile mesgulum. doga ile yasamak ilginc hakkaten, cogu zaman gordugum kus tuyu ile ne yapacagimi bilemiyorum ya da sahilde yalinayak dolasan insanlarin yaninda topuklular ile kendimi bulabiliyorum. zamanla alisacagim sanirim pikniklere de, yuruyuslere de...

- burcin ve deniz'in ev sahipliginde super eglenceli gececek partide nikah sahidi olacagimi ogrendim. buyuk guc buyuk sorumluluk getirir. simdiden basladik calismalara. eminim sahaneler sahanesi ve ziplamayanin fenerli oldugu bir gece olacak.

- alisveris yapmamistim uzun bir suredir. benim icin yaratilmis kot pantalonlari bulmak icin var olan dukkanin kapaniyor olusu ile birlikte, girdigi indirimi degerlendirdim. gercekten su an kislik bir seyler almadigim icin pismanim, havalar sogudugunda ne yapacagimi bilmiyorum. bir de roman'dan bir kac parca kiyafet aldim. belki 10 gun sonra gittigimde yine bakabilirim, bilemiyorum. artik benim icin bile fazla kiyafetim olduguna inaniyorum, dolaplara sigmamak, yeni dolaplar, askilar almak, secerken zorlanmak ve verilecekler limitimi 6 ay icinde giyilmemis olanlara dusurmek istemiyorum hakkaten. yaziktir gunahtir.

- friends izledim 10 sezon. '94'de cekilmis diziyi mi izliycem simdi aman ne ilginc friends haha' diye dusunup uzak durmustum hep. ama tabi referansi iyi yerden olunca oturduk basladik bitirdik bir cirpida. 10 sezonu dusununce 6. sezon finalinin benim icin en guzel bolum oldugunu soyleyebilirim rahatlikla. bir de phoebe buffay spin-off'u cekselermis keske, basindan kalkmazdim. friends disinda son bir kac ayda dexter'in ve lost'un izlememis oldugum son sezonlarini ve ikinci sezonunun cekilecek olmasina hayret ettigim joss whedon yapimi dollhouse'u izledim. true blood'in yeni sezonu basladi ama henuz vaktim olmadi bakmaya.

- ali'yi gordum. bir gece yarisi olabilecek en guzel surprizlerden birini yapti ve gitmeden gorusmus olduk. kendisinin brown'a tam burslu kabulunun ardindan bu sezon gossip girl'u daha bir dikkatle izleyecegiz.

- alo serkan iyilesiyormus, ameliyati da basarili gecmis. bir gun once artik iyi bir haber duymuyoruz derken bugun ilac gibi geldi bu resmen.

- sedir'i yagmaladik gecen gun. deterjan kutusundan, yeni taki kutularina, kap kagitlarina, cizim defterlerine, fotograf kutularina kadar ne var ne yoksa aldik. hakkaten benim gibi esya ve sus pus sevmeyen bir insani aslinda ilaclar da kutuda dursa, simdi buraya renkli kagitlar koysak, buzdolabinda da klimt magnetlerine yazalim alisveris listemizi modelinde birine donusturebildilerse, demek ki zevkli ve kaliteli urunler ithal ediyorlar diyorum. d&r ile anlasmali olmalari da sahane zaten. yildizli pekiyi veriyorum.