Wednesday, March 25, 2009

I understand I just don't care!

Ne desem bilemiyorum. Nasil bir ulkede yasiyoruz, Kadikoy neden giderek bu hallere dusuyor, anlayamiyorum. Iskeleye girdigimde saat 15:06 idi. 15:16'da da vapur yanasti. Bu 10 dakika boyunca iskelenin icinde boyle benden yaklasik 5 yas buyuk bir erkek, basini one egip, kollarini sallaya sallaya kabadayi yuruyusu ile turladi iskeleyi bir ileri bir geri. Tam bu duruma yanimdaki onlarca insan ile birlikte sasirip hayret ediyorken vapur yanasti ve ben de kapiya dogru ilerledim. Bu noktaya kadar gercekten adamin tekinin kendine kabadayi susu vermesi gunumu senlendiren tek olaydi. Derken arkamdan birinin bana bir seyler soyledigini duydum. Basta hakkaten ustumdeki mini etekle, mavi corapla ya da ne biliym cizmemle falan ilgili laf yiyorumdur diye dusundum. Ilginc gelmedi her gun sadece bir kadin oldugum icin duymak zorunda kaldigim seylere oranlayinca. Sonra arkamdaki kisi giderek yaklasti ve yanimdan gecerken gozumun icine bakip 'Burasi Turkiye, utan be utan. Turkcemiz elden gidiyor, sizin gibiler yuzunden cik cik cik' falan demeye basladi. Bunu soyleyen insanin benimle yasit/kucuk bol kot pantolonlu, converse'li bir tip olmasi nedeni ile aslinda duyduklarimin gercek olmadigini dusunuyordum ki aklima cantam geldi. Yani delinin biri cantamin uzerinde 'I understand I just don't care' yazdigi icin bir iskele dolusu insanin onunde bana laf atmayi uygun gormustu. Bu da yetmemis vapur gibi binenin hemen bir yer bulup oturdugu ve inene kadar kalkmadigi bir ulasim aracinda uc kere yanimdan gecmeyi de basarmisti. Olayin sacmaligi nedeni ile kilitlenip kaldigim icin kendisine buradan cevap vermek istiyorum, hem de anlayabilecegi bir dilde.

Sevgili sacma insan,

Ben gercekten sen ve senin gibileri anliyorum. Sorununuzun da farkindayim. Ama gel gor ki bu durum umrumda degil. Bu nedenle cantam ve ben Turkiye semalarinda dolanmaya devam edecegiz. Bu gerceklige alisip ustesinden gelmeye cabalarsan, iyi edersin.

Umarim bir daha gormem seni.

Monday, March 23, 2009

hos degil...

unlu dusunur emrah'in cok sevdigim bir sozu vardir, 'sevdim mi tam severim, sildim mi bir kalemde' diye. biri benim onun silmemi istiyorsa herhalde en basit yol, beni aptal yerine koymaya calismasi olacaktir. o yuzden yapmayalim sevgili gencler, yuz yasinda insanim. zekamin hafife alinmasindan hoslanmam. komik olmayalim degil mi gece gece? su guzel ortami da bozmayalim ayrica.

Friday, March 20, 2009

fly from 40 euro

ben gercekten bazen beni, senin kadar kimsenin sevemeyecegini dusunuyorum. 

hey gidi..

3927 sene sonra 'o sarki' dinlemenin beni bu kadar uzebilecegini tahmin bile edemezdim. neyse, onumuzdeki maclara bakalim.

Wednesday, March 18, 2009

sali sabitlenir.

bu hafta ucuncu kez bir sali gunu kendimizi dunia'da bulunca artik resmi olarak sali gunlerini sabitledik. o kadar denk getirmisiz ki, orada dj/vj olaylarinin olmadigi haftanin tek gununu yakalamisiz. olsun zaten her gecen gun listemdeki alakasiz insanlarin facebook grubuna uye oldugunu gorunce kapisindan girmeye tereddut edecek hale geliyorum. insan sevmiyoruz. abartmayayim, o kadar da degil aslinda.

her neyse, dun ogleden sonra ofisten yemek yemek icin ciktim ve kendimi bir anda kadikoy'de buldum. ikili, uclu, dortlu yeniden uclu, ikili ve tekrar uclu kombinasyonlar halinde saatlerce oturduk. biri 'afraid of loving you' olmak uzere iki kere devics caldi. bir kere logh, bir kere de the notwist yakaladim. onun disinda hep yanimdakileri dinledim. cok ictim, az konustum. cikista trip'e gittiler ben eve donup biraz daha devics dinleyip uyuyakaldim..

Monday, March 16, 2009

cok sey istemek..

kapicimiz bayram'in yilin her gunu pms olmadigi bir dunya dusluyorum.

Wednesday, March 11, 2009

bik bik'a inanmiyorum ama bir guc var..

dorduncu kisilere hic bir sey ifade etmeyen bir yazidir bu. saclarim cok guzel oldu!

Tuesday, March 10, 2009

love letter to japan

the bird and the bee'nin yeni albumu ciktiktan sonra, bir sure dinlemeye calistim. bir iki ugrasin ardindan bulamayinca unuttum gitti. gecenlerde bir sekilde yine eski bir parcalarina denk gelince hatirlayip bir sans daha verdim ve ulastim 'ray guns are not just the future'a. 

benim last.fm radyomda solo albumunden bir parca ile inara george'u dinleyip not etmemle, ipsu'nun bana 'the bird and the bee' albumlerini dinletmeye calismasi ayni doneme denk gelir aslinda. sonradan bayiklar bayigi grey's anatomy'i izledigim zamanlarda bolca kendilerini duymus oldugumu da fark ettim tabi. 

love letter to japan, neseliymis gibi gorunen sarkilar listemize bir numaradan giris yapti. bir yandan da hakkaten uzuluyorum bir yerlerde insanlar birilerine 'here is my heart, my beating heart' diyebiliyor olmali sonucta. neyse, bu insanlar daha once 'man' gibi, 'last day of our love' gibi parcalar yapabilmis insanlar, sasirmamak lazim. onemli olan katilmak. klipleri de cok eglenceli bu arada, websitelere bakmisken izlemeden gecmeyin. bir avrupa turnesine ciksalar da dunya gozu ile gorsek, dinlesek ne guzel olurdu. 

sonuc olarak; eminim yeni albumde, ilerde begenecegim baska parcalar da cikacak ama simdilik buna takilmis durumdayim. hatta uzerine nip/tuck 5. sezon 22. bolum izlerken, liz'in christian'a siirin birinden alinti yaptigi sahnede (iyi ki spoiler vermemeye calistim!) ben olsaydim, kesinlikle bu parcanin sozlerini basar verirdim karsimdakine diye dusundum. bu da boyle bir animdir.

Monday, March 9, 2009

dunyanin butun taksicilerini, butun taksicilerini getirin bana..

hepsinin kafasini birbirine vurarak patlatmak istiyorum.

ciya sofrasi

insanlarin israrla neden avrupa yakasinda gormek istedigini anlayamadigim bir yer aslinda ciya. sebze yemegi yapmak ilginc bir sey olmamali degil mi? mesela ben evde hemen hemen her gun yapiyorum. her neyse, begeneni var tabi bir suru. ben de cok eskiden daha boyle bir sokakta uc tane subesi olmadan ailecek gittigimizi hatirliyorum buraya, galip amca'nin tavsiyesi uzerine. bu aksam da acikcasi benim yine, yeni bir yer onerememem uzerine ilac gibi geldi bu teklif. gittik gorduk, bir takim saglikli yemekler yemege calistik sebzeli. ne kadar basardik, tartisilir tabi. yer yuzunde sarimsaksiz yemekler de oldugunu acilen birileri buraya iletmeli. nasil ki dogru duzgun herhangi bir yerde vejetaryen insanlar dusunuluyorsa, ben de bizim gibilerin dusunuldugu bir dunya hayal edebilmeliyim degil mi? ha nedir, sonucta biz gayet guzel bir aksam gecirdik uzun zamandir gorusmedigimiz icin. ama bir daha burada kimse ile bulusur muyuz? sanmiyorum. mideye oturan, butun aksam korkunc kokmaniza neden olan, asiri sarimsak kullanimi dolayisi ile bas donduren yemeklere hayir diyoruz. neyse, onemli olan katilmakti biliyorsunuz.