Saturday, February 28, 2009

ben karsinin taksisiyim..

bu aralar sigara dumani, taksici dirdiri, metrobus insaati gibi nedenlerden dolayi kadikoy'de disari cikmayi tercih eder oldum. bir yerde insan gibi oturup yemek, icmek, konusmak ve dinlemek icin, karsiya gecip gecemeyecegini sorup binmeme ragmen gecenin korunde kopru giselerinde kgs dilenen bir soforun kullandigi taksi ile eve donmek yerine, yurumeyi seciyorum artik. bir kac seferdir karga'da denk geldigim kasinti ortam nedeni ile alternatif arayisi icindeydim. tamam agapia garden da guzel ama gulduk bitti hakkaten. bir ajda pekkan'a bir anlamazdin'a ne kadar dayanabilirim yani? bu nedenle biraz simariklik edip muzik de guzel olsun deyince karsima dunia cikti. yillar yillar once bir kere ya cok sacma biri ile bulusmak icin gitmistim ya da boyle bir sekilde birinin agladigi bir aksama ev sahipligi yapmisti diye hatirliyorum. genelde unutmam aslinda boyle seyleri ama artik nasil sildiysem o geceyi, aklimda sadece agir bir tutsu kokusu, bir takim mor minderler ve sagdan soldan firlayan gereksiz aksesuarlar kalmis. neyse muzik diyordum. dunia'da bir iki tane dikkatimi ceken etkinlik gorunce, dekorunda da bir degisiklige gidilmis olabilecegini tahmin etmistim. gercekten de o rukus morlu, pembeli ortamdan eser kalmamis. giris katinda iki bolum var. projeksiyonlu kisimda bar tabureleri ve masalari, diger tarafta ise yamulmuyorsam eger ust kattaki gibi buyuk koltuk, puf ve masalar mevcut. bizim gittigimiz aksam acik radyo gecesi tadinda bir sey vardi. bir kac kere masada muzikler ne iyi, masallah dedigimizi hatirliyorum. her masada plak gorunumunde dorde katlanmis bir kagit var aylik programin yazili oldugu. yemek, icecek menusu ayni, kokteyl menusu ise ayri. fakat ikisinin de tasarimini begendim ben gayet. icerigi hakkinda sadece atistirmaliklar icin yorum yapabilecegim. bira patates iyi bir ikili olsa da, tavayi begenmedik biz kroket daha basarili. en cok sigara boregi ve sosis tabagini tavsiye ederim. bu arada uc kisi dunyayi yedik ve ictik toplamda 60 tl hesap geldi hakkaten kadikoy'un ucuzlugunu da seviyorum. tabaklar korkunctu yalniz hele bir tanesi komili zeytinyagi'nin yaninda hediye verilmis gibi duruyordu. olmamis hic. 

Thursday, February 26, 2009

calisma adabi

aslinda yasitlarima gore oyle uzun yillardir calisan biri degilim. calistigim yerler, hic bir zaman herhangi baska bir kurumla karsilastirilabilecek kriterlere sahip olmadi. su anda da normal (sartlarda + bir ofiste + insanlarla) calistigim soylenemez. yani ne kadar saglikli tespitler yapabilecegimden emin degilim. yine de son donemde karsilastigim ornekler uzerine bir kac cumle kurmaya karar verdim. 

birinci vaka hakliyken haksiz konumuna dusmek uzerine. calisma hayatinda sakin kalmak cok onemlidir. bir is yapip karsiligini alamiyorsaniz, bu durumu once bir olcup tartmak ona gore hareket etmek gerekir. tabi ki emeginizin karsiligini almak onemlidir ama su ana kadar is yaptiginiz ve her seferinde is bitiminde paranizi aninda size veren bir kurum hakkinda facebook status'u yazmak en basitinden mesaj kaygisi icerisinde bogulan ergen davranisidir. bunun yerine size 'bir ara, bir sor, muhasebe ile konus' gibi oneriler gelmisse eger, 'bunlari vaktim yok, aramam imkansiz, belki ararim' seklinde yanitlamak yerine degerlendirmek akillica olacaktir. 

buradan hareket ile ikinci ornegim arkadasla is yapilmamasi gibi dunyanin bilinen sekizinci gercegi uzerine. bu konuda ornek cok ama en sacmasi 800 kere gelecegini teyit ettigim arkadasimin, sevgilisinin dogum gunu  gibi yaklasik 25 sene once belirlenmis bir olay nedeni ile etkinlige uc gun kala gelemeyecegini bildirmesidir. 

yine calistigim sektor ile ilgili olan bir baska vaka da cok konusan insanlar. az konusmak gercekten cok onemli, hep soyluyorum. iste orneklerimiz:

- aslinda burada bir kenan dogulu konseri yapacaksin!
- saat 12'ye kadar bildigimiz bir sey calmadi.
- soyle guzel bir grubu getirsenize ya!
- sadece biz 100 TL hesap biraktik, nasil zarar edersiniz?
- ickiler pahali aslinda soyle boyle bla bla bla
- diger mekanlarin her hafta haberleri cikiyor ama

son olarak bir de isini baskasina yaptirmak isteyenler, reddedilince de o isi yapmayi birakanlar var. mesela bir belge vardir ve onun imzalanmasi gerekecektir, ben imzalayacak kisinin sadece adini veren olarak surekli belgenin akibeti ile ilgili taciz ediliyorumdur ama belgeyi imzalayacak kisinin iletisim bilgilerini verip sormasi gerektigini soyledigim anda aramalar durur. belge de imza da yalan olur kimse takip etmez.

neyse ben burada oyalanirken guzelim fasulyenin dibi tutmus. en guzeli evde calismak zaten : )

Tuesday, February 24, 2009

ofis

yan odada radyo eksen acik ve tropics of love caliyor the black heart procession'dan. oysa ben bilgisayar basinda fela kuti'den coffin for head of state dinliyorum su anda. bu iste bir terslik var ama nedir bilemedim. ilginc..

Monday, February 23, 2009

oyun oynamayi ozledim.

hafta sonu bir tur daha 6 episode star wars izleyince fark ettim ki ben oyun oynamayi cok ozlemisim.

Wednesday, February 18, 2009

If You Love Them Set Them Free

Bir Ipek Ugurlu kesfi olan Aaron Jasinski'nin evimize ne zaman girdigini ve nasil tanistigimizi hatirlamiyorum. Fakat cevremdeki bir cok insanin avatarlarinin kaynagi olmasi cok da uzun surmedi. Simdi bugun kendisinin sıradaki ilk kisisel sergisi icin yaptigi 'The City Doesn't Care'i gorunce kendisine olan hayranligim daha da artti. Gerci post'um icin sectigim image, basligimin sahibi. Her neyse simdi mumkunse Distinction Gallery'e gidip butun mal varligimi eserlerine yatirmak hatta kendisinin katilacagi resepsiyonda, colugunun cocugunun anasi olmaya talip oldugumu soylemeyi, onlari kendi cocugum gibi sevecegime yemin etmeyi planliyorum. Ne var canim buyuyup giderler suracikta.. Her neyse, kendisinin websitesi burada. Hepsi o kadar guzel ki, hangisinden bahsetsem bilemedim. Bakin siz..

Monday, February 16, 2009

Eski dost dusman olmazmis..

Bu aksam Aygul ve Elcin ile bulustum. Benim neredeyse 15 senedir kimi zaman cok yakin kimi zaman da cok uzak olabildigim, fakat kendi iclerinde bir sekilde uclu besli kombinasyonlar halinde hala bir arada olabilmeyi basaran insanlardir. Bu nedenle hep saygi duymusumdur. Yuzyil oncesine ait olaylari 'bir kere de soyle olmustu hani.. ' diye bu yastan sonra oturup konusabildigim icin gayet mutlu ayrildim yanlarindan. 

Soyle bir ozet gectik de.. Neyse, daha fazla hatirlamak istemiyorum sanirim..

Wednesday, February 11, 2009

Genau!

You are attending Sia at Luxor. 9 hours ago

Monday, February 9, 2009

hayat..

attigim 'mutsuzluktan oleyazmak' gibi bir subjectli mailin ardından dersini ekip, elinde turti ile tunel'e gelen bir arkadasim oldukca benim su omru hayatimda, eve gulumseyerek donmeme gibi bir ihtimalim yok.

Saturday, February 7, 2009

letting go starts the healing

just for the record