Tuesday, August 19, 2008

vapur kullanma kilavuzu

yildiz'da okurken de gayet hoslanmazdim vapur yolculuklarindan. hatta herkes 'aa ne guzel yildiz mi oh pufur pufur vapurla gidersin. simdi olsa da binsek' falan dedikce, iyice anlamsiz bulurdum bu tur konusmalari. cunku genelde bu tur cumleler kuran insanlarin kafalarindaki vapur seyahati muhtemelen aksamustu bir saatte bir yerden bir yere yetisme telasi olmadan yapilan yolculuktur. oysa okul ve is gibi nedenlerle vapur kullanan insanlar bilirler ki kis aylarinda sabah 9'dan onceki, aksam da 6'dan sonraki vapurlarda icerde oturabilmek, yazin ise bahsettigim zaman araliklarinda disarida yer bulabilmek icin iskeleye epey erken gitmek gerekir. bu da yaklasik yarim saatlik yolculugu 45 dakikaya cikarmak icin yeterli bir sebeptir.

peki ama iskeleye erken gitmek yeterli midir? tabi ki degildir. bir kere kapilarin onunde garip bir kalabalik olusur. ne zaman hangi kapinin acilacagi belli olmamakla beraber karakoy iskelesinde kadikoy vapurunun iskelenin hangi tarafina yanasacagi da cogu zaman degisir. ozellikle yaz aylarinda iskele onunde bekleyen kalabaligin arasinda durmak neredeyse imkansizdir. bir de bu kalabalik genelde insan gibi vapura binmeyi bilmez. kapi acildigi anda herkes birbirini ezmeye baslar. daha da delirdigim bir nokta ise eger ki bir sekilde yanlislikla bu kalabaligin arasina girmek zorunda kaldiysam, onumdeki kisi ile belirli bir mesafe birakirim ama tabi ki turk halki oyle personal space'den falan anlamaz bizim o adinda bolca culture gecen derslerimizde ogrendigimiz gibi. hoop arkadan biri gelir senin onune gecer, daha da nefes alinamaz bir hale getirir ortami. bir sekilde kapi acildiginda insanlar vapura dogru yoneldigi anda yolun ortasinda duranlar vardir bir de. arkasindan gelen onlarca insana aldirmandan, 'haydi kardes ben bir sonrakini bekleyecegim, gorusuruz' diyerek vedalasmaya baslarlar. siz de tabi ki arkadan sizi itenler ve onde vedalasanlar arasinda kalirsiniz ama kimsenin umrunda degildir.

bir sekilde vapura bindiniz diyelim, sigara yasagindan once zaten sigara icmeyenlerin disarida oturmak gibi bir hakki yoktu. neyse ki simdi bizim gibiler de yukarda oturabiliyor artik. ici yenilenmis bir cok vapurda acik ustte otururken tek kisilik yerler hazirlanmasina ragmen henuz gercekten nedenini anlayamadigim bir sekilde uc kisilik koltuga bes gibi oturmak zorunda kalabiliyorsunuz. ust acigin altindaki kapali kisim nispeten daha az insan barindirdigi icin tercih edilesi fakat konum itibari ile tuvalete olan yakinligindan nasibini aliyor koku bazinda.

inerken de yeni mucadeleler bizleri bekler tabi ki. bir kere insanlar erkenden vapurun iskeleye yanasacagi tarafta beklemeye baslar. burada da yine o cok sevdigim bosluklari doldurma taktigi ile insanlar birbirlerinin onune gecer ve nefes almasina engel olurlar. iskele verilmesini beklemeden atlamaya calisanlarin ardi arkasi kesilmedigi icin gorevli adam iskeleyi bir turlu vapur ile bulusturamaz. bir sekilde iskele geldikten sonra da insanlar dunyanin bilinen en eski kurallarindan biri olan fermuar yani bir sagdan bir soldan kuralini hice sayarlar. kadinlara yol vermek falan diye bir sey yeryuzunde zaten yoktur. mumkunse erkekler iskeleden inmeli kadinlar direk denize dokulmelidir.

neyse bugun butun bu vapur yolculuklarina nefret duymama neden olan olay aslinda direk vapurda gerceklesmedi. sadece vapurla bitmiyor ne yazik ki. bunun tunel'e dogru yurudugum yolda uzerime saksi dusuren adamindan, karakoy alt gecidinin merdivenlerinden yukari cikarken bir anda onumde durup yol tarafi etmek icin kaldirdigi elini alnima geciren adamina kadar cesitli ornekleri var. bu sabah ise yasli bir amca bildigin omuz atti bana. hem de sag tarafimdan gecirdigi icin sola dogru devriliyordum. ben bu ulkede insanlarin herhangi bir ortamda siraya girmesini falan beklemiyorum zaten. sira bekledigim her ortamda bir sekilde surekli olarak sagdan soldan kimin kaynayacagini hesap etmekten yeterince yoruldum. ama sabah vapura binmeden guvenlik kontrolunden gecerken olusan 15 kisilik sirayi hadi gormedigini iddia ediyorsun, bir insana carpip ittigini de mi fark etmiyorsun be amca? hayir bir de 'bi dakika ben geciyorum itmeyin' falan deyince, 'ozur dilerim bayan cok ozur dilerim, gormemisim buyruuuuun' falan yapiyor ve ben ortamda herkesin cikcikladigi, yasli bir amcaya yer vermemis terbiyesiz genc kiz olarak etiketleniyorum.

yani simdi her gun trafikte saatlerce can cekisen arkadaslarimi falan dusunuyorum gercekten evden ise vapur ve tunel ile gitmek hakkaten bulunmaz bir nimet. karayolu kullanmadan iki nokta arasini gidebilmek ve dahasi her gun kac dakika sureceginden emin olabilmek istanbul icin gercekten bir mucize. ama bir yandan da her gun bin cesit turk halki sacmaligina maruz kalmak da yorucu.

No comments: